11 Ekim 2012 Perşembe

Eğitim Sistemi ile Nereye?

Millet olarak, Matematik, Fizik, Kimya ve İngilizce gibi dersleri pek sevmiyoruz. Bu yüzden de öğrencilerin büyük çoğunluğu bu derslerden başarısız oluyor. Bu derslerin öğretim ve eğitim metotlarında sıkıntılar olabilir ve gözden geçirilmesi gerekebilir. Benim asıl değinmek istediğim, bu eğitim sisteminde sadece Matematik, Fizik, Kimya gibi dersler değil, diğer derslerde de sıkıntılar olduğudur.


Fizik, Kimya, Matematik, Biyoloji v.b dersler, başarısız olunduğu için genellikle öğrenciler tarafından pek sevilmiyor. Bu dersler, bilim adamı olmanın alt yapısını hazırlayan dersler olduğu için olmazsa olmaz derslerden. Bilim adamı yetiştirme konusunda Türkiye maalesef güdük kalıyor. Çoklu zeka kuramı gereği, bu dersler ağırlıklı olarak matematiksel ve mantıksal zekaya sahip çocuklara verilmeli. Eğitim sisteminde öğrenciler zeka türlerine göre ayrıştırılmadığı için her zeka türüne bu dersleri verdiğiniz zaman, öğrenciler başarısız oluyor ve bu dersleri sevmiyor. Bu dersler yoksa, bilim adamı yetiştirme alt yapınız ve potansiyeliniz de yoktur.

Peki, bilim adamı yetişmiyor da, sporcu, müzisyen, ressam, sanatçı v.b yetişiyor mu? Maalesef, bunlarda yetişmiyor. Mevcut eğitim sistemi, öğrencilerin bilgi ve becerilerini ölçmediği için onlarda var olan potansiyeli de ortaya çıkaramıyor, becerilerini, yeteneklerini ve hayalgüçlerini harekete geçiremiyor.

Okullarda sporun çeşitli dallarında başarılı olan öğrenci sayısı çok az. Aileler, derslerinin aksayacağı gerekçesi ile çocuklarının bir spor dalı ile aktif olarak uğraşmasını istemiyor. Eğitim alt yapısı da spora gerekli önemi vermediği için maalesef sporcu da yetiştiremiyoruz. İşte Olimpiyatlarda ve çeşitli uluslararası spor müsabakalarındaki halimiz..Tel tel dökülüyoruz. Sadece tek tük kişisel başarılar, o spor dallarında başarılı olduğumuz anlamına gelmiyor.

Okullarda, bir müzik aleti çalabilen, resim, karikatür çizebilen, Osmanlı' dan gelen minyatür, süsleme, tezhip, hat, ebru v.b sanatları yapan doğru dürüst öğrenci yok. Üstelik bu sanatların yapılmasını teşvik eden bir sistem de yok. Dünyanın hayran kaldığı Ebru ve Süsleme sanatlarımız yok olup gitmek üzere. Eski bir tarihi yapıyı onarıp, restore edebilecek usta ve sanatkar sayısı yok denecek kadar az. Bu eğitim sistemi ile maalesef sanatın çeşitli dallarında zirve yapabilecek öğrenciler de yetiştirmiyoruz.

Eğitim sistemimiz, bilim adamı yetiştirmiyor, sporcu yetiştirmiyor, sanatçı yetiştirmiyor. Bu sistem, dünya ile rekabet edebilecek, hiç bir alanda insan yetiştiremiyor. Peki ne yetiştiriyor?

Milli ve manevi duyguları törüplenmiş, hayatı sadece cep telefonu ve bilgisayarda ibaret sayan, yemek için yaşayan ve hızla obezleşen, kendi de dahil kimseye sevgi ve saygısı olmayan, çevreyi hoyratça kirleten, üretmeden tüketen ve bunu alışkanlık haline getirmiş bir nesil, öğrenci ve insan profili yetiştiriyor.



Eğitim sisteminin çarkları arasında ezilip kalan, eğitimin mutfağında olmasına rağmen hemen hemen hiç fikri sorulmayan, acımasızca eleştirilip, gözden düşürülen, moral ve motivasyon eksikliğine maruz kalan öğretmenler ise donkişot misali yeldeğirmenleri ile savaşmak zorunda kalıyor.

Sayın Başbakan, en büyük bütçeyi eğitime ayırdıklarını söylüyor. Doğrudur. En büyük bütçe ile ortaya hiç bir kaliteli ürün çıkarmayan ve fiyasko ile sonuçlanan bir eğitim sistemi sorgulanmalıdır. Ayrıca bu sisteminin uygulanmasından sorumlu yöneticilerin başarısı ve uygulamaları sorgulanmalı ve  gözden geçirilmelidir? Aksi halde bu eğitim sistemi ile Türkiye' nin dünya ile rekabet etmesi çok zordur.

Sağlıcakla Kalın...